Skip to main content

Uluslararası Örgütlenme Özgürlüğü Konferansı, 11-12 Haziran 2024 tarihlerinde İstanbul’da “Güçlü Sivil Toplum” temasıyla gerçekleştirildi. Avrupa Birliği’nin desteğiyle, Türkiye Üçüncü Sektör Vakfı ve Sivil Toplum Geliştirme Merkezi Derneği iş birliğinde düzenlenen konferansa, Türkiye, Avrupa Birliği, Balkanlar ve ABD’den uzmanlar ile Türkiye’nin 30’dan fazla şehrinden dört yüzü aşkın sivil toplum örgütü temsilcisi katıldı.

Konferansın açılış konuşmasını, AB Türkiye Delegasyonu Sivil Toplum, Temel Haklar, Yargı ve İç İşleri Bölüm Başkanı Alexander Fricke yaptı. Fricke, örgütlenme özgürlüğünün dünyanın pek çok yerinde saldırı altında olduğunu ve sivil alanın yaşadığı sorunlara rağmen sivil toplum örgütlerinin temel haklarını savunmak için bir araya geldiğini belirterek umutlu olduğunu dile getirdi.

Konferansta, Bosna Hersek, Slovakya, Macaristan’dan katılımcılar, kendi ülkelerindeki sivil alanın karşılaştığı zorlukları anlattı. Avrupa Birliği ve ABD’de gösteri hakkının engellenmesi ve Filistin’le dayanışma gösteren kişilere yönelik şiddet de tartışıldı. European Civic Forum adına konuşan Aarti Narsee, İspanya ve Batı Balkanlar’da sivil alanın daraldığını ve askeri önlemlerin artmasıyla bu alanın daha da kısıtlandığını vurguladı.

Konferans boyunca, örgütlenme özgürlüğünün farklı boyutları ele alındı ve sivil toplumun nasıl güçlendirilebileceği tartışıldı. CIVICUS Alliance’dan Mandeep S. Tiwana, otoriter devletlerle birlikte popülizm ve milliyetçiliğin yükseldiğini, ancak küresel çaptaki örgütlenmelerin umut verici olduğunu belirtti. İnsan Hakları Ortak Platformu’ndan Feray Salman ise insan hakları hareketinin bilindik kalıplardan sıyrılması gerektiğini ifade etti.

Konferansta ayrıca, sivil toplumun olumsuzluklara nasıl direnç gösterdiği de konuşuldu. Uluslararası Af Örgütü’nden Begüm Başdaş, LGBTİ+ hareketinin Türkiye’nin her yerine yayılmış dayanıklılık örneği gösterdiğini, ancak bu dayanıklılığın görünürlüğünü artırmanın önemli bir zorluk olduğunu söyledi.

İki gün süren konferansta, sivil alanın daralmasına rağmen sivil toplum örgütlerinin mücadele yöntemleri ve demokrasinin temel aktörü olan bu örgütlerin nasıl güçlenebileceği üzerinde duruldu.